Rinoplasti olarak adlandırılan burun estetiği uygulamaları, kısaca burun kemiklerinin ve kıkırdaklarının şekillendirilmesi ile burnun güzelleştirilmesi ve aynı zamanda fonksiyonunun da iyileştirilmesidir. 16 yaşını doldurmuş, estetik kaygıları olan ve/veya nefes almada güçlük çeken tüm bireylere yapılabilmektedir. Açık ve kapalı teknik olmak üzere iki yöntemi vardır. Ameliyat şekli hekim-hasta ilişkisi çerçevesinde yapılan görüşme ve muayene sonucu belirlenir.

Her hasta farklı bir burun yapısına, kemiklere, kıkırdaklara ve cilde sahiptir. Bu nedenle, ameliyat süresini etkileyen birçok faktöre bağlı olarak, standart bir ameliyat süresi olmamakla birlikte, 2-4 saat arası sürdüğü söylenebilmektedir. Her hastaya aynı burnu yapmak mümkün değildir. Bu bağlamda, hekim-hasta ilişkisinin sıkı tutulması önem arz etmektedir. Nitekim hastanın isteği ile hekimin yapabilecekleri büyük oranda örtüşmelidir.

Burnun ilk bakışta insanın en çok göze çarpan bölgesi olmasıyla birlikte, bu bölgede bulunan şekil bozukluklarının düzeltilmesi, estetik ve psikolojik açıdan oldukça önemlidir. Yapılan ameliyatlar hastaların burunlarını güzelleştirirken aynı zamanda psikolojilerini de düzeltmektedir. Bu konu çok hassastır ve yalnızca bunu yaşayanlar bilir.

Örneğin, burnunun kemerli, büyük veya yamuk olduğunu düşünen bireyler toplum arasında kendini iyi hissetmeyip kalabalık yerlerden uzak durmaya çalışırlar, kendi burnunun görüntüsünü beğenmeyip, arkadaşlarının kendi fotoğraflarını çekmesine izin vermezler. Kendi çektikleri her fotoğrafı ise düzeltmeye, filtrelemeye ve kapatmaya çalışırlar. Özellikle de 18-25 yaş arası genç bayanlar için bu durum daha ciddidir. Bu kişiler, belli bir zaman sonra içine kapanık ve sosyal hayattan kopuk yaşamaya başlarlar.

Ameliyat ettiğimiz hastalardan aldığımız geri dönüşlerde hastalarımızın, burun ameliyatı sonrası sosyal ortamda daha güçlü ve kendilerine güvenen bireylere dönüştükleri görülmüştür. Ayrıca, burun estetiği ameliyatı olan hastalar üzerinde yapılan ameliyat öncesi ve sonrası psikolojik değerlendirmelerde yüksek bir fark ortaya çıkmıştır. Ameliyat olan bireylerin psikolojik durumlarının daha iyiye gittiği ve kendilerine duydukları güvenin arttığı tespit edilmiştir.

Burun, estetik kaygılar bir tarafa, fonksiyonel olarak da temiz ve nemli nefes almamızı sağladığından yüksek önemdedir. Operasyonların amacı, hem güzel hem de nefes alan burunlar elde edebilmektir.

Geçmiş yıllarda yapılan estetik operasyonlarda sadece burnun dış bölümüne müdahale edilmesiyle estetik açıdan güzel ancak fonksiyonel açıdan yetersiz burunlar meydana gelmekteydi. Cerrahlar hastaları genelde güzel olmak mı? nefes almak mı? gibi 2 şıkka yönlendiriyordu. Yani, sadece içini mi ameliyat edelim yoksa dışını mı ameliyat edelim şeklindeydi. Biz, KBB cerrahisi olarak, burnun hem estetik hem de fonksiyonel özelliklerine çok hakimiz. Operasyonlarımızda hem estetik açıdan güzel hem de nefes alan burunlar oluşturmaktayız. Asıl amacımız, nefes alan estetik burunlar elde etmektir.

Geçmiş yıllarda, teknoloji kullanılmadan yapılan burun operasyonlarından dolayı, hastaların 3 önemli konuda korkuları oluşmuştur. Sonuçta biz doktorlar, burun operasyonlarını her gün gerçekleştirmekteyiz. Ancak hastaların birçoğu bu deneyimin nasıl olduğunu; öncesini, sonrasını, neler yaşayacaklarını bilmemektedir. Bizim de amacımız, bu operasyonun korkulacak bir yönünün olmadığını olabildiğince anlatmaktır. Ameliyat olmak isteyip böyle korkuları olan hastaların muayeneye gelip bir kez olsun birebir bizimle görüşüp, ameliyat basamakları hakkında bilgi almalarını öneriyoruz. Çünkü hekim-hasta ilişkisi ne kadar yakın, samimi ve kuvvetli olursa, hastanın ameliyat süreci bir o kadar rahat geçmektedir.

1. Kemiklerim çekiçle kırılınca çok ağrı çeker miyim?
2. Çok kanayıp, morarıp, şişer miyim?
3. Ya daha kötü olursa?

Önceden de söylediğimiz gibi, geçmişte yaşanılan acı tecrübelerden dolayı burun estetiği operasyonları “çok ağrılı geçen, gözler kapanacak kadar yüzün şiştiği, hele bir de tampon çıkartıldığında acısı doğum sancısından beter” gibi söylemler yüzünden ameliyat hakkında şüphe ve endişe duyan bireyleri korkutup ürkütmektedir.

Günümüzde, tıp alanında uygulanan tekniklerin gelişmesi ve yenilikçi yöntemlerin uygulanması sayesinde, burun estetiği daha basit hale gelmiştir. Buna paralel geliştirilen piezo yani ultrasonik kemik kesici ve törpüleyici sayesinde, rinoplasti konusundaki bu korkular kısmen aşılmıştır. Çekiçle kontrolsüz kırılan kemikler sonucu oluşan şiddetli ödem, morluk ve ağrı minimal düzeye inmiştir. Kemiklerde oluşabilecek olası çökme ve yamulma gibi tehlikeler ortadan kalkmıştır.

Piezo, burun kemiklerinin ultrasonik olarak cam keseceğinin camı kesmesi gibi, ince bir hat şeklinde keserek veya törpüleyerek kolayca şekillendirilmesini sağlar. Bu, hastanın post-op yani ameliyat sonrası dönemde daha rahat ve konforlu olmasını sağlar. Özel Vatan Hastanesi KBB ekibi olarak, kliniğimizde uyguladığımız piezo cerrahisi sonrası hasta memnuniyet oranımız yükselmiştir. Hatta, aldığımız geri dönüşlerin çoğu “keşke daha önce ameliyat olsaymışım, korkulacak hiçbir şey yokmuş” şeklinde olmuştur. Kemikler, kontrollü bir şekilde, kırılmadan kesildiği ve şekillendirildiği için morluk, ödem ve kanama minimal düzeye inmiştir. Ameliyat sonrası oluşan ağrı, standart ameliyatlardaki gibidir ve ilaçlarla kontrol altına alınabilir.