Sünnet, penis ucundaki derinin cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Bu sayede glans adı verilen doku ortaya çıkar. Farklı tekniklerle gerçekleştirilebilen bu işlemin, çocuk 18 aydan küçük veya 6 yaşından büyük iken yapılması önerilir. Yenidoğan evresi olarak da adlandırılan ilk 1 aylık süre ise sünnet için oldukça elverişlidir. Bu dönemde yapılan işlemin, çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığına karşı koruyucu nitelikleri bulunur.
Yenidoğan Sünnetinin Farkı Nedir?
Sünnet operasyonu, çocuğun yaşına ve uzman hekimin önerilerine göre şekillendirilir. Yenidoğan bebeklerde çan yöntemi olarak da bilinen özel bir prosedür uygulanır. Bu işlemin diğerlerinden farkı, kullanılan ekipmanlar sayesinde dikiş atılmasına gerek kalmamasıdır. Çan tekniğinin bir diğer ayrıcalığı ise sadece sünnet edilen bölge ve çevresi uyuşturularak gerçekleştirilebilmesidir. Buna lokal anestezi denir. Böylece, aileler için stresli bir sürece dönüşebilen genel anestezi gereksinimi giderilmiş olur. Aynı zamanda işlem öncesinde aç kalınması gibi zorunluluklar da ortadan kalkar.
Yenidoğan Sünneti Nasıl Olmalı?
Bebeklerde bu işlem için en uygun dönem, doğumdan sonraki ilk 4-5 gün ile 3 hafta arasında kalan zaman dilimidir. Operasyon, yenidoğan sünneti konusunda uzman bir hekim tarafından hastane koşullarında gerçekleştirilmelidir. İşlem süresi yaklaşık olarak 15 ila 20 dakika olmakla birlikte, operasyon sürecine göre farklılık gösterebilir. Genellikle 1 saat gibi kısa bir süre sonrasında aileler evlerine gidebilirler. Eve geçiş sonrasında hekimin tavsiyelerine uygun şekilde bakım gerçekleştirilir. Yenidoğan sünnetinde uygulanan teknikte dikiş kullanılmaz. Bu nedenle çoğunlukla hızlı bir iyileşme gözlenir. Hekim kontrolünde yürütülen süreç sonucunda tam iyileşme beklenir.
Yenidoğan Sünnetinin Avantajları
Doğumdan sonra ilk 1 aylık süre içerisinde yapılan sünnetin bazı belirgin avantajları vardır. Erken yaşta gerçekleştirilen sünnet, çocuğun psikolojisini olumlu yönde etkiler. Bunun en önemli sebebi ise küçük yaşlarda yapılan sünnetin çocuklar tarafından sıklıkla hatırlanmamasıdır. Bu sayede korkulu girişimlerin önüne geçilebilir. Uygulanan teknik, dikiş atılmasını gerektirmediğinden kozmetik sonuçlar da olumludur. Kısalmış iyileşme süresi ise çocuğun günlük yaşamını kolaylaştırır. Dikilen bölgelerde gelişme riski bulunan yara yeri enfeksiyonu, geç kapanma, iz kalması gibi problemler de böylece ortadan kalkar. Sünnet sonrası bakım ise oldukça basittir. Topikal antibiyotiklerin kullanılması çoğunlukla gerekmez. Sadece uzman hekimin belirttiği şekilde bakım yapılması yeterlidir.
Sonuç olarak bebek, ileride hatırlamayacağı küçük bir girişim ile sünnet işlemini tamamlamış olur. Ebeveynlerin kaygılanmasına neden olabilen bu prosedür, erken yaşta rahat bir şekilde gerçekleştirilmiş olur.